Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Ocak ayı Reel Kesim Güven Endeksi'ni açıkladı. Endeks, geçen aya göre 1,8 puanlık artışla 100,9 seviyesine yükseldi. Ancak mevsimsellikten arındırılmış endeks 0,1 puan düşüş göstererek 102,6 oldu. Bu artışa rağmen, son 3 aya ilişkin değerlendirmeler üretim hacmi, iç piyasa ve ihracat siparişlerinde azalışı işaret ediyor. Mevcut toplam siparişler mevsim normallerinin altında, mamul mal stokları ise üstünde seyretti. Bu durum, ekonomideki belirsizliklerin devam ettiğini gösteriyor. Ankete katılan işletmelerin önemli bir kısmı, önümüzdeki dönemde de bu trendin devam edebileceğini düşünüyor. TCMB verilerine göre, ocak ayında üretimi kısıtlayan en önemli faktör, yüzde 14,6'lık bir oranla talep yetersizliği olarak belirlendi.

Reel Kesim Güven Endeksi'ni Etkileyen Faktörler

Endeksi oluşturan anket soruları incelendiğinde, sabit sermaye yatırım harcamaları, gelecek 3 aydaki ihracat sipariş miktarı, mevcut mamul mal stoku, mevcut toplam sipariş miktarı ve gelecek 3 aydaki üretim hacmi, endeksi artış yönünde etkiledi. Ancak son 3 aydaki toplam sipariş miktarı, gelecek 3 aydaki toplam istihdam ve genel gidişata ilişkin değerlendirmeler, endeksi düşürücü etkiye sahipti. Gelecek 3 aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi, ihracat ve iç piyasa siparişlerinde artış bekleyenler lehine bir seyir gözlemlenirken, istihdam konusunda artış beklentileri azaldı. Gelecek 12 aylık sabit sermaye yatırım harcamaları konusunda ise artış yönlü beklentiler güçlendi. Ortalama birim maliyetlerde ve satış fiyatlarında artış bekleyenlerin oranı yükseldi. Yıllık ÜFE beklentisi ise 3,8 puan azalarak yüzde 41,2'ye geriledi. Bu durum, enflasyon beklentilerinde bir miktar gerileme olduğunu gösteriyor. İşletmeler, gelecek dönemde maliyet artışlarını fiyatlarına yansıtmayı planlıyor.

ÜFE Beklentileri ve Üretim Kısıtları

Ocak ayı verilerine göre, ankete katılan işletmelerin yüzde 52,9'u üretimlerini kısıtlayan bir faktör olmadığını belirtirken, yüzde 14,6'sı talep yetersizliğini en önemli kısıtlayıcı faktör olarak gösterdi. Talep yetersizliğini iş gücü yetersizliği, ham madde-ekipman yetersizliği, mali imkansızlıklar ve diğer faktörler izledi. Bu bulgular, Türkiye ekonomisinin hala belirsizliklerle boğuştuğunu ve işletmelerin büyüme konusunda ihtiyatlı davrandığını gösteriyor. ÜFE beklentilerindeki düşüş, enflasyonun kontrol altına alınması yönünde bir adım olarak yorumlanabilir. Ancak, talep yetersizliğinin öne çıkması, ekonomik büyümenin ivme kazanması için daha fazla çaba gerektiğini vurguluyor.

Sanayi Sektöründe Genel Gidişat

İmalat sanayisindeki işletmelerin genel gidişat değerlendirmeleri, geçen aya göre daha kötümser bir seyir gösterdi. Bu durum, ekonomideki belirsizliklerin işletme güvenini olumsuz etkilediğini gösteriyor. TCMB'nin açıkladığı veriler, hem olumlu hem de olumsuz sinyaller içeriyor. Reel kesim güven endeksi'ndeki artış, pozitif bir gelişme olsa da, üretim kısıtları ve kötümser beklentiler, ekonominin karşılaştığı zorlukları ortaya koyuyor. Önümüzdeki aylarda TCMB verilerinin yakından takip edilmesi, ekonomik gidişat hakkında daha net bir resim oluşturulmasına yardımcı olacaktır.